Patronu genç ve yakışıklıydı. Hemde bir çok kızı ayartabilecek kadardı. Kapkara gözleri, siyah dalgalı saçları, uzun boyuna yakışan kaslı bir vücudu vardı. Giydiği takım elbise de simsiyahtı. Adam resmen "Ben siyahın ta kendisiyim" diyordu." Patronunun adı Batu Biltaştı. Ünlü Yıldırım şirketinin ve şirkete ait dövüş kulübünün sahibi. Patron hızlıca Anka'nın yanına geldi. "Bu sahneyi bölmek istemezdim ama işini sahada değil ortalıkta yapan biri görmek istemiyorum." Dedi Patronu Anka saygı gereği ceketinin düğmesini ilikledi. Boğazını temizledi ve resmi bir şekilde konuşmaya başladı:, "Kusura bakmayın Batu bey. Kendileri bana rahatlık vermedikleri için derslerini vermek istedim." Batu biltaş duyduğu cevapla tatmin olmamış görünüyordu. Anka'nın dibine kadar girdi kulağına eğilip ve fısıldadı: "Şimdilik buna göz yumuyorum. Fakat başına bela alıp durma. İş dışı yaptığın her hareket meslek hayatını bitirir. Kendini düşünmüyorsan yarın olacak maçını düşün." Dedi sert bir dille. Anka'nın açıklama yapmasına izin vermeden devam etti: "Ve şunu da unutma, sen bana lazımsın Anka. Her anlamda." 🔥 ~Hayata daha iyi tutunmak ve ailesine destek olmak için kendini tehlikeli sulara atan bir kızın hikayesi. Anka Karaca Namı değer "Anka Kuşu"All Rights Reserved
1 part