Darktree, o kadar karanlık bir kasabaydı ki; güneş gerçek anlamda yalnızca yılın bazı günlerinde doğuyordu. İnsanlar da bunun bahanesiyle iş kurmaktan, iş yapmaktan ve çalışmaktan kaçınan, yalnızca çıkarlarına ve uçkuruna düşkün, bataklığın içinde sefasını sürmeye çalışan insanlar haline gelmişlerdi. Daintree iş veriminin alındığı, adının diğer şehirlere ve ülkelere duyurulduğu bir kasaba haline gelirken, Darktree şarap yerine çamur suyu içip keyfini çıkartmaya çalışan insanlarla adını duyuruyordu. Kasabada bir sihirbaz mekanı vardı, ancak patronun sihir yaptığı falan yoktu. Yalnızca kasabaya dışarıdan gelen mafyaları, kadınları ve kumarıyla dolandıran bir adamın kurduğu bir mekandı. Mekanın sahneleri başarılıydı, ekibinde çalışanlar Darktree'ye ilginçlik katan ve biraz da ürperten gençlerdi.
O gençler, bizdik.
☽
Parmaklarımla yüzünden sıkıca tutarak başını yüzüme yaklaştırdım. ''Burası senden, sen de benden sorumlusun, Atlas. Benimle kelime oyunu yapma.''
''Öyle mi?'' diye fısıldadı yavaşça, belimdeki ellerini kalçama indirdi. ''Ne oynayalım istiyorsun, mesela?'' Parmakları sıkılaştığında, yüzündeki ellerimi boynuna indirdim. Fakat o benden önce davranarak beni hızlıca döndürdü ve boynumdan sıkıp, koltuğa yatırarak üstüme çıktı. ''Bensiz yapamazsın, küçük kızıl.''
Sinsice gülümsedim ve parmaklarımı bacaklarından yukarıya yavaşça çıkarttım. Üzerimde gevşediğini hissettiğimde, boynumdaki ellerini hızlıca ittirdim. ''Ben yoksam, sen de yoksun Savaş Meleği.''
☽
Tüm hakları saklıdır.
Yayınlanma tarihi: 01/02/23
# Gençkurgu-- Fantastik #
# 3. Fantastik
# 1. Akademi
# 1. Büyü
# 1. Ejderha
# 1. Efsane
# 1. Krallık
# 2. Savaş
- Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin !
Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı.
Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu.
- Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu.
- Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim.
****************
İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti.
Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.