Burası karanlık,karanlık hayatların arkasına saklanmış kişiliklerin mabedi,kör kuyuların dibinde saklanan yaşamların enkazı.
Burası Ölüm.
Belki de ölümün arkasındaki yaşam,bilemezsin.
Kanadı kırılmış kelebeklerden sonra ulaşabileceğiniz son durak.
Ya kalır savaşırsın, ya da umarsızca öldürülürsün.
Barlas Korhan,Nam-ı diğer Şahbaz.
Öldürülmüş hayallerin mimarı,gerçeklerin varisiydi.
O bir oyun kurardı,kurduğu oyun bir tür kumardı.Ama bu bildiğiniz kumarlardan değildi.
Burada hayatlar kumardaki paralardı,paraların gittiğinde yaşamın da giderdi elinden.
Bir Şah,Birşah Karaca.
Onun hayatında beyaz sayfalara yer yoktu,o en başından karanlığı seçmişti.
Bir kumar sonucu umarsızca katledilen dayısının küçük yeğeniydi öncesinde.
Ama sonra o yaşam onun kumarhanesi,onun mabedi oldu.
Sıradan bir intikam değildi bu.
Bu ölüm ile yaşam arasındaki bir savaştı,bir zorunluluktu.
Ama bir zorunluluk hiç bu kadar ölüm kokmamıştı.
"Nefret ediyorum senden anlamıyormusun?"dedim titreyen korku dolu sesimle
"Sevemiyorum ben seni olmuyor işte artık vazgeç benden izin ver gideyim"dedim artık bağırmaktan kısılan sesimle gözlerimden yaşlar durmuyordu hıçkırıkların arasında kaybolmuştum...benim isyan etmemin aksine o bana acıyan gözlerle bakıyordu ne kadar acizdim
Kolumu tutan elinden kurtarıp kapıya doğru koştum belime sarılan kollar buna mani oldu kafasını boynuma gömerek derin nefes a
ldı
"Veremem....."
"Eğer benden gitmeye kalkarsan seni odaya bile zincirlerim ama izin vermem"dedi korkudan ne yapıcağımı bilmiyordum artık yaşamak istemiyordum bu adamın esiri olmaktan bıkmıştım....