COHEN (Kıyamet Serisi 1. Kitap)
  • Reads 35,641
  • Votes 5,823
  • Parts 79
  • Reads 35,641
  • Votes 5,823
  • Parts 79
Complete, First published Sep 04, 2022
Mature
Bazıları kim olduğumu gerçekten bildiğini düşünüyor olabilir. Ancak ben gerçekte tek bir şeydim. Bir canavar!
Neredeyse dayanılması imkânsız eğilimleri olan bir şeytanla aynı zihni, aynı karanlık 
ruhu taşıyordum ve bu her şeyden çok arafta kalmak gibiydi. 
Tek bildiğim şey bu durumdan ölesiye nefret ettiğimdi. O karşılaması zor dürtüleri 
gidermek; her geçen gün ruhumdan ve insanlığımdan bir parça daha götürürken, beni 
hayatta tutan nedenlerime odaklanmak zordu. Ancak onun da bir parçası ben 
olmayacaksam, bu onu nereye götürürdü?
Karanlığını yaymak onun için ne kadar kolay olurdu?
Nasıl bir şey olabileceğine dair hiçbir fikriniz yok.  
En karanlık gecelerde bile günün doğacağının bir vaadi vardır değil mi?
Çünkü ne olursa olsun Tanrı ışığını herkesin görebileceği şekilde tüm evrene 
yayıyordu... Peki ya şeytan tepenizde durup gölgesini üzerinize düşürüyorsa da onu 
göremiyorsanız?
Peki ya bize anlatılan o erkek egemen hikâyelerin çoğu yanlışsa da karanlığın bile 
kulağına fısıldayan ve onu yönlendiren bir güç varsa?
Bir kadın?
Bu yüzden gerçek hikâyeyi duyana kadar bir önyargıya varmamanız neredeyse 
imkânsız. Ancak o gerçekleri öğrendiğinizde, işte o zaman umuyorum ki beni 
anlayacaksınız.
Ben Cohen Webstbrook. 
Ve nihayet, işte bu benim hikâyem...
İşte bu benim; şehvet, kan, aşk ve adalet hikâyem.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add COHEN (Kıyamet Serisi 1. Kitap) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
TUFAN by Geranium26
85 parts Complete
Kavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratılmış bir yanılsamadan ibaret. Gerçek şu ki; binlerce yıl içinde av ya da avcı oldular. Ancak hiçbir zaman o masallarda bize anlatıldığı gibi duygusal bir prenses, yardıma muhtaç bir kadın, ya da sulu gözlü mitolojik yaratıklar olmadılar. Suda ya da karada fark etmez, onlar için bir tehditseniz eğer avlanırsınız ve kesinlikle acımazlar. Tıpkı biz insanların da binlerce yıldır onlara yaptığı gibi. İnsan teknolojisi takip edilemeyecek bir hızla gelişirken, bir süre sonra onların pençelerine karşı, insanların kalın çelikten makinaları vardı. Denizkızları için daha da korkuncu olanıysa; insanların artık modern tıptaki gelişmeler yüzünden onlara sadece değerli pulları için değil, ölümsüz bedenleri için de ihtiyaçları oluşuydu. Ta ki büyük tufana kadar... İşte gelişmiş teknolojiye olan bağımlılığımız ve doğa ile oynamamızın sonucu buydu. İklimsel değişiklikler, küresel ısınma, buzullardaki erime, deniz seviyesindeki artış... Ve kimsenin bunu bir tarafına takmaması başlarda sadece onların işine gelmişti. Ancak sonra insanların bir şekilde hayatta kalabildiğini öğrendiler. Hatta öncekinden çok daha tehlikelilerdi. Üstelik tüm bu olan bitenlere çoktan Tanrılar ve Tanrıçalar da dâhil olmuştu. Deniz kızlarının lideri ve bir Tanrıça olan Semiramis'in kızı Alina, kendisini tüm bu olayların ortasında bulduğunda, aslında kim olduğuyla ilgili bile hiçbir fikri olmadığını anlar ve kendisini; ailesini, dostunu ve düşmanını tekrar sorgulamak zorunda kaldığı bir fırtınanın içinde bulur. Üstelik karşısındaki düşmanlar, Tanrıların bile müdahale etmekten kork
You may also like
Slide 1 of 8
TUFAN cover
Yeni Hayat cover
Eternals || ChanBaek cover
Number One Zombie Wife (第一尸妻) (BL) cover
Mixta cover
Nayino cover
17 NUMARA | KİTAP OLDU cover
3391 Kilometre cover

TUFAN

85 parts Complete

Kavuşamadığı prensinin ardından ağlak gözlerle bakan o deniz kızı hikâyelerini unutun. Çünkü gerçekle yakından uzaktan hiçbir ilgisi yok. Bu sadece onları zayıf, duygusal ve güçsüz birer mitolojik varlık olarak düşünmeniz için bilinçli olarak yaratılmış bir yanılsamadan ibaret. Gerçek şu ki; binlerce yıl içinde av ya da avcı oldular. Ancak hiçbir zaman o masallarda bize anlatıldığı gibi duygusal bir prenses, yardıma muhtaç bir kadın, ya da sulu gözlü mitolojik yaratıklar olmadılar. Suda ya da karada fark etmez, onlar için bir tehditseniz eğer avlanırsınız ve kesinlikle acımazlar. Tıpkı biz insanların da binlerce yıldır onlara yaptığı gibi. İnsan teknolojisi takip edilemeyecek bir hızla gelişirken, bir süre sonra onların pençelerine karşı, insanların kalın çelikten makinaları vardı. Denizkızları için daha da korkuncu olanıysa; insanların artık modern tıptaki gelişmeler yüzünden onlara sadece değerli pulları için değil, ölümsüz bedenleri için de ihtiyaçları oluşuydu. Ta ki büyük tufana kadar... İşte gelişmiş teknolojiye olan bağımlılığımız ve doğa ile oynamamızın sonucu buydu. İklimsel değişiklikler, küresel ısınma, buzullardaki erime, deniz seviyesindeki artış... Ve kimsenin bunu bir tarafına takmaması başlarda sadece onların işine gelmişti. Ancak sonra insanların bir şekilde hayatta kalabildiğini öğrendiler. Hatta öncekinden çok daha tehlikelilerdi. Üstelik tüm bu olan bitenlere çoktan Tanrılar ve Tanrıçalar da dâhil olmuştu. Deniz kızlarının lideri ve bir Tanrıça olan Semiramis'in kızı Alina, kendisini tüm bu olayların ortasında bulduğunda, aslında kim olduğuyla ilgili bile hiçbir fikri olmadığını anlar ve kendisini; ailesini, dostunu ve düşmanını tekrar sorgulamak zorunda kaldığı bir fırtınanın içinde bulur. Üstelik karşısındaki düşmanlar, Tanrıların bile müdahale etmekten kork