Sessizce kapının açılmasını beklerken durdum simdi endişelenmem gerekiyor ama hayır... Buna gerek yok er ya da geç öleceğim bunun ne zaman olduğu değil nasıl öldüğüm benim icin daha önemliydi yavaş adımlarla kütüpahanenin penceresine doğru adımlardım normalde olması gereken savaş çığlıkları yoktu beni teslim ettmeye isteklilerdi . Beklendigi gibi olması gereken gibi oldu kitaptaki gibi... Her neyse anlasılan öleceğim ama bu kadar hic bir şey yapmadan ölmek... Benim icin pek de güzel bir ölüm değil kalbimi bu kadar çok istemeleri sırf değersiz bir kadın için... Halk bile sessiz anlasılan gercekten de iyi bir aziz olamadım Bunları düşünürken yanaklarımın ıslandıklarını farkettim aceleyle silmeye calışıyorudum ki kapı naiden açıldı daha doğrusu kırıldı. -gelmeniz uzun sürdü komutan. -azizi bekletmek benim suçum daha hızlı gelmeliydim -Daha hızlı kurban olmam içinmi? Elimi sahte bir yapmacıkla kaldırıp güldüm -komiksin komutan beni şimdi bile güldürebiliyorsun. -Aziz kurban olmayacak. Pencereyi kapatan kalın perdeleri pencereden çektim içeri bir anda giren ışık gözlerimi kamaştırdı -Ah... At sesleri geliyorlar değilmi? -Evet hızlı olmaları gerek Bedenim sinirle kasıldı sidetle arkama dönüp ona baktım bakışlarım keskin çenem yukarıda sırtım dik her zamanki mağrur duruşumdaydım - Onu gördüğüm ilk an öldürmeliydim -Kimi? Benimi!? Gözlerim sinirle kısıldı başıma yine yoğun kramplar giriyordu yeni bir nöbet dahaydı Komutan aceleyle bana uzandı -iyimisiniz? -Kadınlara karşı nazik olmak güzel ama birazdan kendi ellerinle öldüreceğin kadına karşı- -Azizeyi asla öldürmem! Sinirli ve bariton sesi kulağımı tırmaladı Ve gözlerim kapandıAll Rights Reserved
1 part