Görüş alanım bulanıklaşıyordu. Hava iyice soğumuştu. Son kez şansımı deneyip bu lanet yerden uzaklaşmak istedim. Adımlarımı hızlandırdım. Gittikçe koşmaya başladım. Bir süre sonra durmak zorunda kaldım, karşımda uçurum, altında da masmavi dalgalarıyla korkutucu gözüken deniz vardı. İşte yolun sonuna gelmiştim. Arkamı döndüğümde burdaydı, siyah gözüken aslında açık kahverengi olan gözleriyle bana bakıyordu yüzünde bir sırıtış vardı kaçamadın işte der gibi... Pes etmeyecektim. Hayır. Buraya kadar gelmişken korkup geri ona dönemezdim. Önüme döndüm ve bir kaç adım attım daha sonra hızlıca koşmaya başladım beni yutacağı belli olan denize doğru koştum, nefes nefese kalmamı umursamadan koştum ve atladım. Duyduğum tek şey dalgaların sesiydi. Daha sonrasında benim sesim eşlik etti, bağırıyordum. İşte ben kazanmıştım. Belki yolun sonuna gelmiştim ama ondan kurtulmuştum. Sonrasında kendimi serin sulara bıraktım. O kaybetmişti atlarken bunu düşünerek atlamıştım. Peki neden şimdi öyle düşünmüyordum? Atlarken nefes almamıştım genzim yanıyordu ve gittikçe bedenim karanlığa çekiliyordu. Çırpındım, çıkmak istedim ama vücudum denizle sert bir şekilde buluşmuştu daha fazla hareket edemiyordum. Hayır hayır istediğim bu değildi ölmek istemiyordum daha kardeşime kavuşacaktım. Onu tek başına bırakmazdım. Üstelik ben suçlu bile değildim.All Rights Reserved
1 part