"Buraya kaç tane senin gibi kız bebeğinin babası olduğumu iddia ederek para koparmaya geliyor haberin var mı senin?" Yüzünde aşağılayıcı bir bakış vardı. Demek şimdi bir tepki veriyorsunuz Bay Charlie.
Çantamı bıraktığım yerden alarak koluma taktım ve ayağa kalktım. "Hayatım, buraya bebeğime babalık yap diye gelmedim. Açıkçası neden burada olduğumu ben de bilmiyorum. Maya'nın dolduruşuna geldim sanırım. Her neyse. Bu bebeği doğuracağım, ayrıca ona bakabilecek kadar zengin ve mükemmelim. Sadece belki bilmek istersin diye düşündüm. Sonuçta yumurtalıklarımı dölleyen senin spermindi." Güneş gözlüğümü gözlerime taktım ve olağanüstü gülümsememi ona atarak lanet ofisinden çıktım.
*
Emma Spencer nefret ettiği babasının şımarık prensesiydi. Tek bildiği gezip tozmak, alışveriş yapmak ve sabahlara kadar kulüplerde kafayı bulmaktı. Bebeğinin babasıyla da orada tanışmıştı. Tek gecelik ilişkisi onun tüm hayatına mal olmuştu. Önce arkadaşlarını kaybetmişti sonra mirastan alıkonulmuştu. Tek desteği ablası, ona bebeğe bakmasında yardımcı olmayı teklif etmişti ancak Emma bebeğini nasıl büyütecekti? Eski alıştığı hayatı buna engel olur muydu yoksa hiç beklemediği bir sırada karşısına çıkıp kendisiyle gelmesini isteyen bebeğinin babasıyla mı gidecekti?
+18 içerik mevcut!
Güzeşte: Kafamda öyle güzeldin ki, sana bile anlatmaya kıyamadım ben.
Güzeşte: Seni sana bile anlatamadım ben, içime anlattım. Taştım seninle. Bir baktım ki her şey sen oldun.
Güzeşte: Tek bir gün gözlerine korkmadan bakmak için, her şeyi verirdim ama ben senin baktığın yörüngede olamadım hiç.
Güzeşte: Ben sana manyak gibi aşığım, Çağatay.