"Ahh!"
"P-pardon, ben sadece-e.. T-tuvalete.."
"Önüne bak!"
"B-ben.."
"Çekil şurdan!"
"Ah!"
"Git, dedim!"
"Hayvan.."
"Ne dedin sen?!"
"B-ben..birşey, b-ben..d-demedim-m.."
"Kerem! Abi ne yapıyorsun?!"
Yirmidokuz yaşlarında bir erkek, kaba, sert ve mert. Büyük iş adamlarını alt edebilecek seviyede. Kendi ayakların üzerinde duran, çalışan,çabalayan ve başaran. Ailesinin üzerin'de tüten,
Zeus kadar yakışıklı bir tanrıca kadar nefes kesiciy'di.
Onun ismi O'na hitap ediyor, o bir Sayer, Kerem Sayer.
Yirmidört yaşlarında bir kız, asi, masum ve kırılgan. Bu yaşına kadar amca'sının bir duygu yanıtı görmemiş. Onca yaşananlar arasında hala ayakları üzerinde çırpınıyor. O siyahlar içerisınde beyaz nokta değildi, o siyahın'ta kendisiydi.
Ismi O'na hitap ediyor gibiy'di, Zeynep Yılmaz, Aile hasretiyle bu yaşa kadar geldi ve Yılmadı.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024