B.H.A.G.D.
  • Reads 715
  • Votes 56
  • Parts 5
  • Reads 715
  • Votes 56
  • Parts 5
Ongoing, First published Feb 04, 2015
B.H.A.G.D.

Birleşmiş Hükümet Araştırma ve Geliştirme Deneyi

Yakın gelecekte, biyolojik savaşın sonrasında insanlık büyük
bir darbe alıyor. İnsan bedeni ancak 18 - 25 yaşlarına kadar dayanabiliyor. 25
yaşını geçen kişinin bedeni çürüyor ve kişi ölmeye başlıyor. Bunun tek
tedavisi ise zenginlerin bile alamayacağı antidotta saklı.

Bedeni çürümeye başlayanlar deneye tabi tutuluyor. Deneye
giren bin kişiden yalnızca ilk onu antidotu alarak insan bedenine tekrar kavuşabiliyor. Geriye kalan doksan kişi de acı verici operasyonlarla çürümüş vücut bölümlerini metal protezlerle değiştiriyor ve yarı robot şeklindeki insanlara dönüşüyorlar.
Onlara da sayborg deniliyor. İnsan ve sayborg olanların dışında kalanlar
çürümeye devam eden bedenleriyle sınır dışı ediliyor. 

Nixie zamanla savaşmalı, bedeni çürümeden testi geçmeli ve
kardeşinin bir sayborg olduğunu herkesten gizlemelidir.

Bu ölümcül bir deney ve sonuçları daha da ölümcül.
All Rights Reserved
Sign up to add B.H.A.G.D. to your library and receive updates
or
#240deney
Content Guidelines
You may also like
Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı} by CopyCatSlayer
45 parts Complete
(bxb) Eceli gelmeden ölmek nedir bilir misiniz? Hayatın yavaş yavaş anlamını yitirmesi ve yaşadığımız olayları o veya bu sınıfına koyamayıp yaşarken ölü konumuna düşmek? İşte bu sessiz sedasız intihar etmektir. Çok iyi hatırlarım babam başkalarına sert davranırdı. Annemse başkalarının acılarını paylaşırdı. Bugün ise annem öldü babam da bulduğu bir kadınla çekip gitti. Neden beni almadı diye sorarsanız da sebebi lanet bir "homo" olduğum için. Bu eşcinsellik yüzünden duymadığım hakaret ve yemediğim dayak kalmamıştı. Evden, çevreden hatta okul arkadaşlarımdan bile!.. Şimdi de bana babamdan yadigar kalan o sertliği kendime yönelttim. Babam gibi çektiren de annem gibi çeken de ben oldum. Ve hikayemin kapanış sahnesi olarak kalbim paramparça kırılmış ve taş gibi katılaşmış şekilde bu dünyayı terk ediyorum... En azından ben öyle planlıyordum ama öldürmeyeni Allah öldürmüyor derler ya. İşte tam olarak başıma gelen bu oldu. Kendimi attığım uçurumda yaşamımın son bulmasını beklerken ; yürekleri allak bullak eden, göğü parçalayan tiz çığlıkların arasında bulmuştum kendimi. Yerde yatan cesetler ardında kaçışan kadın, erkek ve çocuklar ; hemen arkalarında yeri göğü inleten küheylan gibi atlarla sert, cesametli, iri yarı, hayvan postlarıyla bezenmiş, hafif gözleri çekik adamlar gözdağı vermek istercesine bağırıyor önüne kattıklarını kılıçtan geçiriyorlardı. Ben ise anlamadığım bir şekilde bu kargaşanın ortasına düşmüştüm.
You may also like
Slide 1 of 10
Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı} cover
Kimsiniz?/Texting  cover
MAFYANIN KÜÇÜK TUTSAĞI cover
Kayıp Yüzük cover
ASKERİM;)/TEXTİNG  cover
Küçük Bir Işık  cover
Gerçek Ailem-Gece cover
 ᴘsɪᴋᴏᴘᴀᴛ[Bitti] cover
Sahil kenarı // BXB cover
SALGIN cover

Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı}

45 parts Complete

(bxb) Eceli gelmeden ölmek nedir bilir misiniz? Hayatın yavaş yavaş anlamını yitirmesi ve yaşadığımız olayları o veya bu sınıfına koyamayıp yaşarken ölü konumuna düşmek? İşte bu sessiz sedasız intihar etmektir. Çok iyi hatırlarım babam başkalarına sert davranırdı. Annemse başkalarının acılarını paylaşırdı. Bugün ise annem öldü babam da bulduğu bir kadınla çekip gitti. Neden beni almadı diye sorarsanız da sebebi lanet bir "homo" olduğum için. Bu eşcinsellik yüzünden duymadığım hakaret ve yemediğim dayak kalmamıştı. Evden, çevreden hatta okul arkadaşlarımdan bile!.. Şimdi de bana babamdan yadigar kalan o sertliği kendime yönelttim. Babam gibi çektiren de annem gibi çeken de ben oldum. Ve hikayemin kapanış sahnesi olarak kalbim paramparça kırılmış ve taş gibi katılaşmış şekilde bu dünyayı terk ediyorum... En azından ben öyle planlıyordum ama öldürmeyeni Allah öldürmüyor derler ya. İşte tam olarak başıma gelen bu oldu. Kendimi attığım uçurumda yaşamımın son bulmasını beklerken ; yürekleri allak bullak eden, göğü parçalayan tiz çığlıkların arasında bulmuştum kendimi. Yerde yatan cesetler ardında kaçışan kadın, erkek ve çocuklar ; hemen arkalarında yeri göğü inleten küheylan gibi atlarla sert, cesametli, iri yarı, hayvan postlarıyla bezenmiş, hafif gözleri çekik adamlar gözdağı vermek istercesine bağırıyor önüne kattıklarını kılıçtan geçiriyorlardı. Ben ise anlamadığım bir şekilde bu kargaşanın ortasına düşmüştüm.