EY FİLİSTİN
Ey özgürlüğümün timsali yeşil ağacım…
Yüreğim
öyle buruk ki hani kışın soba fırınında unuttuğumuz kestaneler patlar da, sesi
gelir ya                    insana, işte
öyle oynuyor yüreğim yerinden ismin gelince kulağıma…
Ey özgürlüğümün timsali yeşil ağacım…
Bitsin
artık bu çile, bu özlem… Zulmetmesinler sana… Bize zulmetmesinler…
Ey özgürlüğümün timsali yeşil ağacım…
Ey sonbaharda yere düşüpte üzerine gözyaşlarımı
akıttığım sarı yaprağım…
Ey benim başımın tacı, gönlümün sultanı…
 
Toprağına
basmasınlar, ağlarım…
Yüzüne
vurmasınlar, kanarım…
Biliyorum
ki, anlamak için, ne bakmak, ne yakınlaşmak;
Anlamak
için sadece yanmak…
İşte
ben sana yanıyorum, seni anlıyorum.
Sana
öyle yanıyorum ki ateş gibi…
Ve
sana öyle uçuyorum ki ateşe kanat çırpan bir kelebek gibi…
Aşka
uçmadıktan sonra kanat neye yarar?
Aşka
uçtuktan sonra kanadı kim arar?
Kitap
okuyorum. ’Elif Gibi Sevmek’
İşte ben seni öyle seviyorum…
ELİF GİBİ DİK…
For İsrael peace
means killing children Palestine liberation fiant.
"Gözlerin, bir tablo gibi bayım. Karşısında hastalıklı gözlerimin durması, nasıl da olanaksız."
"Bazı hikayeler yarımdır, ister dönüp defalarca okumaya kalk, ister devamını yazmaya çalış, lakin unutma; hikayenin sonu hep aynı bitecek ve hiçbir mürekkep kalıcı olmayacaktır."