"Arkanı dönme, daha değil." Sinirlerim iyice gerilirken gözlerimin kapalı olması elimi kolumu daha da bağlıyordu. "Bir insansın, değil mi?" diye sordum aklıma gelen ihtimalle. "Yani, sesin ve tenin insan gibi ama yüzün başka bir şeye mi benziyor?" Kapalı gözlerim sanki irileşti. "Korkunç mu?" Güldü. Yemin ederim kulaklarım, okyanustaki hırçın dalgalarda hissettiğim huzur kadar dingin bir gülme sesini işitti. Tüm tüylerim diken diken olurken farkında olmadan benim de dudaklarım iki yana kıvrıldı. "Ait olduğun yere geldiğinde hepimizi göreceksin." ~~~~~~~~~~~ Senelerce karada yaşayan Elis, okyanustan duyduğu sesler ve gördüğü rüyalar sonucunda ait olmadığı bir yerde yaşadığını anladığında her şey için çok geç olacaktı. Suyun kilometrelerce altında onu savaşın eşiğinde bir ülke beklerken muhafızları ve düşmanları çoktan karşı karşıya kalmıştı. Bir deniz kızı ne kadar boğulabilirdi? Okyanusta yaşayan son iki Zifiri, hem birbirlerini koruyup hem de hakları olan taht'ı alabilir miydi? Okyanus ülkesinin kanlı taht'ı kırılgan mührün sesi ile ilk çatlaklarını vermeye çoktan başlamıştı.
37 parts