DÜĞÜM

İstanbul'da yaşayan ancak kökleri Kapadokya'ya kadar uzanan Karatay ailesinin hayatı babalarının ölümüyle bir gecede ansızın değişir. İstanbul'daki yaşamlarını terk ederek yerleşmek zorunda kalacakları bu gizemli, mistik şehir tüm ailenin kaderini değiştirecek türden sırlara gebedir. Geçmişin tozlu raflarındaki bulanık, unutulmaya yüz tutmuş anılar Ömer ve Hazel'in destansı aşkı sayesinde bugünün canlı renkleriyle tekrar aydınlanmaya başlar.

"İnsan bazı yerlerde ne kadar uzun kalırsa kalsın misafirliği bitmiyor. Ait hissedemiyor oraya kendini.
Ama insanın kendini güvende hissedebileceği, bazen çekip gitse de geri dönebileceği bir evi, bir yuvası olmalı. İşte bu yüzden de arayışı hiç bitmiyor. Ararız ve bazen bulduğumuzu zannederiz. Ama bulduğumuz bize cehennem olacaktır, bilemeyiz. Ben de buldum zannettim. "