İkisi de birbirine güvenmiyordu. Birbirlerine aşağılayıcı bakışlar atarken Rebellisa, Evan için güvenilmez bir ucubeden başka bir şey değildi. Evan ise Rebellisa'nın gözünde cılız ve hayalperest bir veletti sadece. Yol boyunca onu koruyamayacağını şüphesiz biliyordu. Ama ikisininde emin olduğu tek şey, birbirlerine muhtaç olduklarıydı. Ortak bir hedefleri vardı: Dünya üzerinde yaşayan son ejderhanın kalbini söküp mutlak güce erişeceklerdi. Evan annesi için savaşacaktı, Rebellisa ise ailesine hayal kırıklığından fazlası olduğunu kanıtlayacaktı. Ve ikisi de hedefleri için 34 gün birbirlerine katlanabileceklerini düşünüyorlardı. Sonunda ilk adımı atan Evan oldu, "peki öyleyse, ben varım. Yanlış anlama! Sana güvendiğimden değil, başka çarem yok." Cümlesini bitirdiğinde elini uzatmıştı. Rebellisa gözlerini devirdi, "Bende sana bayılmıyorum marul kafa, sadece dünya üzerinde ejderha peşine takılacak kadar kafayı yemiş bir kişi daha bulamazdım." Cümlesini bitirirken eline uzanıp sıktı ve devam etti, "Ben Reb- kısaca, Ribi de." Gülümsedi Evan, "Ben Evan, kısaca dünya üzerinde ejderha peşine düşecek kadar kafayı yemiş ikinci kişi, diyebilirsin." Bir kaç saniye sonra ne dediğinin farkına varınca: "Berbat bir ünvan, nasıl bunu kabul ediyorum ki..." diye söyledi. Ribi ise gülümsedi, ve bu zoraki 34 günlük sürecin, yıllar boyu sürecek bir maceraya dönüşeceğini bilmeden yürümeye koyuldular.
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız...
Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa...
Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa...
Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa...
Neler olur?