"Senin yüzünden her gün birilerinin canının yandığını bile bile seninle aynı yolda yürüyemem. Bu kadar günahın içinde devam edemem. Göz göre göre ateşe yürümeni izleyemem. Belli ki birbirimizin nasibi değiliz." Yumruk yaptığı eliyle alnına birkaç defa hafif sayılmayacak şekilde vurdu. Daha fazla konuşmamalıyım uzadıkça üzülüyor görüyorum. Arkamı dönüp dış kapıya doğru henüz birkaç adım atmıştım ki sözleriyle olduğum yerde durup bakışlarımı tekrar ona doğru çevirmek zorunda kaldım. "Ben çok fazla anlamam öyle kader, alın yazısı falan ama şuna eminim; bir çocuğun geleceğini doğduğu ev belirler. Buğday ektiğin tarladan pamuk çıkmasını bekleyemezsin. Sen babanı camiye giderken görmüşsün ben kumarhaneye." *BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR. GERÇEK HİÇBİR KURUM KURULUŞ VE KİŞİLERLE İLİŞKİSİ BULUNMAMAKTADIR!*