'Ben en çok akşam güneşini severim Mem. Sarının en masum, turuncunun en tutkulu, kırmızının en şefkatli hali demek çünkü. Ben akşam güneşinin alacasına meftunum. Sen bu aciz yüreğimin akşam güneşisin Mem.' ☀️☀️☀️ Hızlandım. Bir insan kaçtığı bir yere ne kadar hızlı gidebilirse o kadar hızlı gidiyordum. Koştum. Ardımdaki sesler yaklaştı. Geçmişime yaklaştım. Gidebileceğim ilk yere ulaştım. Demir kapılı konağın önünde durduğumda elimdeki bıçağın kabzasını vurdum. Nefes nefeseydim. Soğuk yakıyordu. Boğazımı yakıyordu. Tenimi yakıyordu. O soğuk yakıyordu ama ben donuyordum. Titriyordum baştan aşağı. Elimdeki kanlı bıçakla vurdum kapıya tekrar tekrar. Ayak sesleri bana yaklaşıyordu. "Mem!" diye bağırdım yıllar sonra. Adı dilimden dökülünce içim dalgalandı. Sesim titredi. "Mem, aç kapıyı!" Gözlerim buğulandı. Adım sesleri kulağımda yankılanıyordu şimdi. Kalbim, göğüs kafesimden taşıyordu. Kirpiklerim bile titredi. O zelzelede birkaç damla döküldü soğuğun kuruttuğu yanaklarıma. "Aç kapıyı, Mem! Aç ne olursun, aç!" Adım sesleri durdu arkamda. Bulmuşlardı beni. Yakalanmıştım işte. Memet kapıyı açmamıştı. Kapıyı ilk ben kapatmıştım bize. Ama bu gece her şeye rağmen bana açamaz mısın Mem? Göz kapaklarım kapandı. Kucağımdaki valizin içinde oğlum ağlıyordu. Elimdeki bıçağın bulandığı kan şimdi kuruyacaktı. Son kez kaldırıp vurdum kapıya. İçimle titredi sesim. Ağladım. "Mem... Duymuyor musun? Sesimi duymuyor musun? Aç kapıyı! Aç kapıyı Mem." ☀️☀️☀️ 'Senden sonra en çok akşam güneşinden nefret ettim Zühre. Sarının en güçsüz, turuncunun en yalancı, kırmızının en zalim hali demekti artık. Ben bir akşam güneşinin alacasında zincire vurdum sevdamı. Sen yüreğime kazınm
95 parts