Kırmızı...
Sen nasıl hissedersen hisset, sana nasıl hissettirirlerse hissettirsinler sen kırmızısın. Seni dinliyor olacağım. Görüyor, anlıyor, biliyor ve hissediyor olacağım. Olacağım Kırmızı, yanında olacağım. Korkuyorsun biliyorum, korkuyorum biliyor musun? Ağlıyorsun izliyorum, ağlıyorum ama sen izleme
n'olursun. Ağladığım vakit beni saklıyorsun fakat beni kaybetme, korktuğumu biliyorsun. Dışlıyorlar mı seni? Seninle birlikte herkesten dışlayacağım kendimi.
Seni ilk kez gördüm o yalnız bankta.
Baktım uzun uzun.
Uzaklaşamadım hüznünden.
Ne senden ne de o saf güzelliğinden.
Güzelliğin korkutmadı Kırmızı.
Güzelliğinden korkmam ben, Kırmızı.
Aşıklar olamaz mıyız biz Kırmızı?
Söyle bana Mary, hiç mi şansımız yok?
Aşığım Mary, aşıksın Mary, bir şansımız olsun sevgilim, Mary.
Bazen olaylar ona tanıdık gelir, tekrar tekrar yaşanılmış gibi. Güzel anıların tekrarı gözüne hoş görünse de ya hiç hatırlamak istemedikleri? Bunları bastırmış olabilir mi? Herkesten kendini saklıyor olabilir mi ya da ondan saklanan şeyler var mıdır?
Birer parça bulur, yaşadıklarında onunla ilgili. Anlam vermek istemez, olanlara. Çünkü gerçek açığa çıkmamıştır. Çıktığında belki de ne tepki verdiğini bilmiyordur ya da hatırlamıyordur.
Olanlardan sonra bir günü daha olabilecek mi? Yoksa kendini salıverecek ve öylece kurtarılmayı mı bekleyecek?
Verdiği sözü hatırlayacak mı? Yeni arkadaşlar edinmenin zorluğunu durumundan dolayı aşabilecek mi?