Araf ne idi? Cennet ve cehennem arasında kalan tepeydi. Bir tarafında huzur, bir tarafında korku. Belki kaçıştı cennet; belki de kalış ve ben şimdi ya cennete girmeye çalışırken engelleniyordum bir şeytan tarafından; ya da cenehheme giden yolda bir melek beni durdurmaya çalışıyordu. Karşımdaki sert yüzlü adam ya kanatsız bir melekti ya da boynuzsuz bir şeytan. Ama hangisi olursa olsun, ben onu dinlemeyip beni çeken o girdaba kapılıp gidecektim. Doğrunun ne olduğunu kesinlikle bilmiyordum ama bildiğim tek şey, ben oraya aittim. O şeytan ya da meleğin arkasına saklanıp, inadına rağmen bu
belirsizliğin içine girerken içimdeki ses fısıldıyordu; araftan kaçarken arafın tam ortasına düştün, haberin yok.