Onu ilk kez gördüğümde okulun biraz uzağında kalan korulukta yerde boylu boyunca uzanıyordu. Tepemizde dinmek bilmeyen bir yağmur vardı. Sokak lambası bir yanıp bir sönüyor, insanın hem gözünü yoruyor hem de sinirini zıplatıyordu.
Onu ilk gördüğümde üzerinde kan lekesi olmuş okul gömleği vardı. Aynı okula gidiyorduk, gömleklerimiz kırık beyazdı. Ama onunki artık çamur rengi almıştı.
Onu ilk gördüğümde yüzündeki yaralardan korkmuş, tedirgin adımlarla yanından geçip gitmek istemiştim.
Onu ilk gördüğümde yaralıydı, ıslaktı ve yerde yatıyordu.
Onu ilk gördüğümde ona üzülmüş belki içten içe acımıştım bile.
Onu ikinci kez gördüğümde ise her şey farklıydı. Zaman, mekan ve hisler...
Onu ikinci kez gördüğümde ona aşık olmuştum.
"NEEEEEE" meltem teyzenin bağırmasıyla koltuktan sıçradım
"Bir dakika bir dakika, ben şimdi doğrumu anlıyorum. Adamın biriyle tüm gün boyunca gezip tozup eğleniyorsun hatta ve hatta gecesinde çocuk yapabilecek kadar yakınlaşıyorsun ama sabah kalktığında adam ortalıkta yok ve sen yattığın kişinin adını bile bilmiyorsun " evet sanırım bige güzel bir şekilde özetlemişti
İlk 10 bölüm aynı anda atılmıştı.