Ian Sinclairin duyguları uzun zaman önce yanıp kül olan kalesi ile birlikte yerle yeksan olmuş, kalbi biricik sevgilisini toprağa verirken aklını yitiren annesinin çığlıklarıyla gömülmüş, hissiz bir adamdı. Bildiği, sevdiği ne varsa tek başına hayata tutunmaya çalışırken çektiği acılar ile yok olup gitmişti. Uç topraklarında fenix(küllerinden doğan) deniyordu kendisine lakin o hala bir enkazmıydı yoksa dedikleri gibi o külleri içinden çıkabilmişmiydi bilmiyordu. Bildiği tek birşey vardı o da herkesin kalesi ile birlikte yanıp kül olduğunu sandığı kan davasıydı. Ölen babasının ve yanıp kül olan kalesinin intikamını alacaktı. Bunu bildiği en onursuz en gurursuz şekilde yaparken ardına bile dönüp bakmayacaşına yemin etmişti. Callie Ferguson herşeye sahipti. Ailesinin küçüğü babasının gözünden sakındığı asla büyümeyen bebeğiydi. Diğer kardeşlerinin arasında en küçüğü olduğundan çok daha rahat dilediği gibi ve kaygısız yetiştirilmişti. Annesi ve ablaları gibi bir güzellik timsali değildi lakin bundan duyduğu bir rahatsızlıkta yoktu. Hepsinden bir parça taşıyordu o. Melek annesinden sesini, güzel yürekli babasından gözlerini ve cesurluğunu, kurnaz dayısından zekasını, amcasından parlayıp hemen sönen öfkesini, anneannesinden despotluğunu ve hiç tanımıyor olsa da söylenenlere göre büykkannesinden fiziksel özelliklerini almıştı. Kimseyle bir alıp veremediği yoktu. Okuduğu kitapların içinde kaybolan hayalleri yaşadığı toprakları aşan sıradan bir kızdı. Bu hikaye, kaybolmuş bir ruhun, hala atmaya devam eden lakin hissedemediği kalbini hiçe sayarak ödeteceği bedeller için seçtiği günah keçisiyle olan garip, duygusal mücadelesini bildiği tüm kelimelerle anlatmaya çalışacak... Nefretine aşık olabilirmisin?
49 parts