Bundan milyarlarca yıl önce Deniz Yıldızı sadece bir yıldız iken başlamış bu hüzün dolu aşk. Birbirlerini nasıl gördükleri bilinmez ama Dünya'nın Kuzey yönünde görmüş olmaları gerek ki Kuzey yıldızı hiç terk etmemiş o yönü. Aşkları gerçekten de çok ötedeymiş. İlk başta Deniz yıldızı istemese de Kutup Yıldızını daha sonrasında o da vurulmuş Erosun istiridye uçlu okuyla. Bir süre sonra kavuşamayacaklarını anlayınca Deniz Yıldızı "Git" demiş Kuzey Yıldızına ama o asla çıkmamış Dünya'nın Kuzeye bakan yörüngesinden. Bir gün sabah olurken güneş doğarken Kuzey yıldızının gitmesi gerekiyormuş ve sabah olmadan veda etmiş Deniz Yıldızına gülümseyerek. Deniz yıldızı bu veda karşısında çok göz yaşı dökmüş içindeki acının geçeceğini umarak ağlamış da ağlamış o kadar çok ağlamış ki gece olup güneş yerini aya bıraktığında Kutup Yıldızı neşeyle ve Deniz Yıldızını görecek olmanın heyecanı ile her zamanki yerini almış ama bir bakmış ki dünyanın bir çok tarafını sular kaplamış. Deniz Yıldızını her yerde aramış taramış ama bir türlü bulamamış çaresiz bir şekilde oturmuş Dünya'nın Kuzeye bakan yönüne ne kadar imkansız olsa da sonsuza kadar orada oturup Deniz Yıldızını belki bir gün görürüm umuduyla beklemeye başlamış. İşte hayatımıza yön veren, özellikle denizcilerin kaybolduklarında yönlerini bulmasına yardımcı olan Kuzey yıldızının hikayesi. Buna ithafen Carl Schurz da şöyle demiştir " İdealler Yıldızlar gibidir, onlara asla ulaşamayız ama denizdeki denizciler gibi rotamızı onlara göre ayarlayabiliriz" İşte kitabıma konu olan Kuzey Yıldızı'nın küçük hikayesi Eylül ve Berke'nin birbirlerine bu şekilde seslenmesi ile başlamıştır. İkisi de birbirlerinin hayatının Kuzey Yıldızı'dır ve sonsuza kadar da öyle kalacaklarına söz vermeleriyle devam etmektedir.All Rights Reserved