SON SÜVARİ -Ak Ejder
  • MGA BUMASA 1,141
  • Mga Boto 149
  • Mga Parte 3
  • MGA BUMASA 1,141
  • Mga Boto 149
  • Mga Parte 3
Ongoing, Unang na-publish Sep 26, 2022
Mature
Yeni bir güç, yeni bir Ejderha. 

Geri kazandığım anılarım en az güçlerim kadar yeni gelse de hepsi aslında varlığım kadar eskiydi. Sadece bu zamana kadar her şeyi yok saymak zorunda bırakılmıştım. 

Fakat artık işler değişmişti. 

Okyanusun en derin çukuruna girmek zorunda bile olsam neyin içinde olduğumuzu anlamak için her şeyi yapacaktım. 

Hileli bir oyun dönüyordu ve kurdukları satranç tahtasında piyon olarak yeterince ilerlemiştik. Karşı tarafa yaklaştığımızı hissediyordum. 

Artık vezir olma zamanımız gelmişti.
All Rights Reserved
Sign up to add SON SÜVARİ -Ak Ejder to your library and receive updates
o
Mga Alituntunin ng Nilalaman
Magugustuhan mo rin ang
KIZIL GECE  ni DuruMavii
85 Parte Kumpleto
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) ni Maral_Atmc6
72 Parte Ongoing
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Magugustuhan mo rin ang
Slide 1 of 10
Kaçış cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
YAŞAM cover
İçimdeki Canavar (TAMAMLANDI)  cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
KIZIL GECE  cover
Zamansızların Ardından  cover
Ejderhanın Tutsağı cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Kaçak Prenses -Ateş- cover

Kaçış

45 Parte Ongoing

Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyun, hayvanlar için özgür olabilmek için bir umuttu. Şansları varsa avlanmazlardı, zaten şansızlarsa çoktan avlanmışlardır. İşte o ormanı Dünya, avları da biz evlenmemiş bakire kızlar olarak düşünün. Peki ya avcılar neydi? Onlar erkekler değildi, seri katiller hiç değildi. Onlar bu dünyadan değillerdi. Asırlar önce atalarımız gökyüzünün tüm sırlarını açığa çıkarmak için savaşırlarken ve yeni bir dünya arayışına girerlerken bu dünyamızın sonu oldu. Keşfedilen her gezegende yeni bir hayat aradılar ve hep şu soruyu sordular; Başka canlılar var mı? Evet, vardı. Fakat biz onları bulmadık onlar bizi buldu.