Kalp her şeye meydan okur peki ya mantık devreye girerse işte o zaman kalp ve akıl birbiriyle yarış eder. Peki ya mantığın olduğu yerde aşk olur muydu? Bir kadın kendini uçurumun bilmezliğinde hissettiği anda aşk karşısına çıkmıştı. Peki ya bu adam onun için yanlışsa, yine de kalp sevmeye devam eder miydi? Adam yağmurdan kaçarken aşka tutulmuştu. Peki ya hangimizin hayatı yolundaydı? Arsal'ın hayatı tamamen tepetaklak olmuştu. Bu işin içinden çıkmaya çalışırken daha da batağa saplanmıştı. Hayatının en karanlık anında Saye hayatına güneş gibi doğmuştu. İsminin anlamı ne kadar gece de olsa Saye Arsal'ın kalbine doğan güneşti. Ama Arsal onu tehlikeden nasıl uzak tutacaktı? Ya onunla gerçeğe adım adım yaklaşacaktı ya da aşkına mührü vurup arkasını dönüp gidecekti. Ama gidemedi... Belki de hayatında ilk defa bir hata yapmak istedi. Bu hatası da Saye 'ye ölümüne aşık olmaktı. Belki de bunu canıyla ödeyecekti ama onun için değerdi. Ya da o öyle olduğunu düşünüyordu. Saye mesleğine aşık olan kadın hiç olmadık zamanda bir adam hayatını değiştirdi. Peki ya bu aşk başlıca bir hataysa ne yapacaktı? Bir kadın ölesiye sevdiği adamın esas düşmanı olduğunu öğrenirse ne olurdu? İşte gerçek savaş o zaman başlardı. Yenilginin ve aşk acısının savaşı...All Rights Reserved