Ellerimi ve gözlerimi bağlamışlardı. Nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir ses yoktu. Ülkeme gelir gelmez tam arabama binecektim ki bir el arkamdan boynuma sarılmıştı. Kendime geldiğimde gözlerim kapalı bir hâlde öylece oturduğumu anlamıştım. Neredeyse bir gündür aç ve susuzdum. Bana kim neden bunu yapmıştı bilmiyordum. Kim benden böylesine nefret ediyordu? Ben kimseyle düşman değildim. Kim neden beni kaçırıp aç bırakmak isterdi ki? Midemin yanmasına içimden bir küfür ettim. Belki de beni öldüreceklerdi... Korku bir gündür bedenimde geziniyordu. Hiç iyi değildim. Bir ses bile duyamamak beni delirtmek üzereydi. Ta ki duyduğum adım seslerine kadar... Güçsüz hissetsem de elimden geldiği kadar çırpınmaya çalıştım. "Kimsiniz?" Diye bağırdım. "Hey, cevap ver!" Ayak sesleri çok yakınımda durdu. Aniden gözlerime bağladıkları kumaşı sertçe çekti ve yere attı. Siyah ayakkabıları görüş alanıma girdi. Hızla başımı kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerimi kıstım, ben bu adamı tanımıyordum ki... "Neden buradayım? Siz kimsiniz?" Korkuyla titriyordum... Esmer adam yüzüme doğru eğildi. "Ben Zorbey Akıncı!" Nefretle kulağıma fısıldamasıyla tüylerim ürperdi. "Cehennemine hoş geldin Bige Maral!" -- *Tüm hakları saklıdır! *Kitabımın, karakterlerimin ve kurgumun çalınması durumunda avukatımla yasal işlemleri başlatacağız.