Okul koridorları damarlarında taze kanın aktığı, bir sonraki atış için heyecanla bekleyen ve üzerinde hiç bir kesiğin olmadığı nasırsız, genç ve tecrübesiz bir kalbin büyüdüğü ilk yerdi.
Ve o, beni büyüten okul koridorlarında adımlarını attığı yerden izi silinmeden takip etmek için hızlıca yürüdüğüm her anda dizlerimin üstünü defalarca kez düşmeme sebep olan kişiydi.
Benim en büyük çelişkim onla başladı, sevgi büyüdü ama nefret de toprağa ekildi.
Sevgim bir su gibi nefrete döküldü ve o tükendiğinde nefretim büyüdü.
O tükendi, toprağıma gömüldü ve nefret yaşadı.
Bir hikaye nefretle bitti ve tozlu sayfaları yaşatılmadı, küle döndü.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."