İzmir'e geldiğimiz de Batuhan'ı evine bırakıp eve geçecekken, yolda bir çiçekçi görüp arabayı durdurdum. Anneme, bir çiçek alsam iyi olurdu. Arabayı durdurup indim, içeriye doğru yürüdüm.
İçeriye girdim, girdiğimde bir buket hazırlayan kız dikkatimi çekti.
Tanımadığım bu çiçekçi kız başıma ne belalar açacağından habersiz, onun başına neler geleceğinden habersiz, her şey tam o anda başladı.
Sırlar, yalanlar ve cinayetler evet cinayetler sırayla tek tek gün yüzüne çıktı.
Bu hikayenin sonunda ya ben hayatta kalacaktım ya da sevdiklerim. Kin beslediğim babam ya bize sonu getirecekti yada ben ona.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."