Bir ülkenin sihirle yarıya bölündüğünü hayal edin. Mutlu ve mutsuz şehir sakinleri şuanki hayatımıza ufak dokunuşlar yapmak için hazır halde bekliyor. Alın bir yudum hayatdan, oturun sıkıca kalbime, başlıyoruz... "Biri varmış biri yokmuş, uzak uzak diyarlarda bir ülke varmış. Bu ülkeni yaşlı bir kral yönetiyormuş, kral o kadar yaşlıymış ki eğilip kalkarken bile nefes nefese kalıyormuş. Bu durumun farkında olan veziri bir gün kralın yanına gitmiş, baş eğerek bir müraciatı olduğunu belirtmiş. Veziri krala bir büyücüden söz etmiş, denilene göre bu büyücü sihir sayesinde yaşlı insanı genç birine dönüştüre bilirmiş. Bu durum kralın pek içine sinmesede kabul etmiş. Bir kaç gün sonra büyücü kralın sarayına gelmiş. Büyücü kralla görüştüğü için o kadar heyecanlıymışki iki lafı bir araya getiremezmiş. Üstü başı yırtık dökük halde destur istemiş. Odaya girince yayılan küf kokusu kralı o kadar rahatsız etmişki sinirlenip büyücünü kovmuş. Büyücü sinirle saraydan çıkarak evine gelmiş. Tüm kini, mutsuzluğu ve hayal kırıklığını bir araya toplayıp bir iksir yapmış. Ülkenin belirli yarısına bu iksirden dökerek sihrin etkisini göstermesini beklemiş. 4 gün sonra sihir etkisini göstermiş. Ülkenin yarısı mutsuz, üzgün hep hayal kırıklığıyla dolmuş taşmış, insanlar kavga eder, üzülür,ağlarmış. Ama durum büyücünün pek istediği gibi gitmemiş. Olaylar kontrol dışında gerçekleşmiş. Ülke tam anlamıyla ortadan ikiye ayrılmış. Topraklarda oluşan çatlaklar ülkenin yarıya bölünmesini sağlamış. Bir yanda mutsuz insanlar varken diğer yanda hep mutlu insanlar olmaya başlamış. Bu durum kral ve büyücünüde etkilemiş. Büyücünün nefreti o kadar büyükmüşki ikisinide yok etmiş. İnsanlar zaman zaman böyle yaşamaya alışmış ve iki farklı şehir haline gelmişler."
1 part