24 parts Ongoing "Gidiyorsun demek."
Başımı salladım. "Öyle, ha bir hafta daha kalmışım, ha iki gün kalmışım. Ne fark edecekti ki zaten? Sonunda bir gidiş mutlaka olacaktı."
Sigaradan çektiği zehirli dumanı dışarı doğru üfledi. "Aklında gitmek olanı, kimse durduramaz zaten."
"Gitmesi gerekiyorsa. Olduğu yere ait değilse."
"Belki de şimdi burada, olduğu yere ait olduğunu bilmiyordur henüz." derken gözleriyle dikkatle bana bakıyordu.
•••
Asiye, her şeyini bir kenara bırakıp, babasının vasiyeti üzerine hiç görmediği o köye, hiç tanımadığı o kalabalık ailesinin yanına gidecekti.
Yusuf, eşini ve bebeğini depremde kaybetmiş, her şeyi arkasında bırakıp, sevdiği köye yerleşmiş, kendini her türlü şeyden soyutlamış bir genç adamdı.
Bu iki genç birbirlerinin yaralarını sarıp, birbirlerini iyileştirebilecekler miydi?