'Her insan kendi hayatının başrolünde oynuyor' demiş bir yazar. İlk okuduğum da küçük zihnimi çok etkilemiş ve gözlerimin içi parlayarak ana karakter olmamın verdiği haklı gururla göğsümü gere gere dolanmıştım. Lakin işlerin hiçte böyle olmadığını zamanla öğrenmiştim. Herkes kendi hayatında başrol olamıyordu. Çoğumuzun hayatı seçilmiş kişilerin parlamasını sağlamak üzerine kuruluydu. Tıpkı figüran bir oyuncu gibi bir an da var oluyor ve sessiz sedasız yok oluyorduk. Mutlu sona ulaşanları tebrik eden halkın arasında yüzümüz belirsizce çiziliyor, havaya kaldırdığımız ellerimizle gül uzatıyorduk. İşte bu bir yan karakterin yani benim hikayem.