Geç kalınmış bir günün vakitli akşamında hissediyorum günbatımını. Ama tadına varamamışlığın pişmanlığı var içimde. Anın tadına varamamışlığı var içimde. Zamanın tadını çıkaramamın keşkesi. Güneşin , yıldızları ve ayı telaşla kovalarcasına galip gelmesinin öyküsünün başlayışı.. Ve kum saatinin akışı gibi günün sonlanması. Gün batımı ; belki bir bitiş , belkide yeniden başlayışın öyküsü. Günün hoyrat , telaşlı , aceleci bir o kadar da aydınlık ve farklı. Gece durgun , kederli , karanlık ve umutsuz. İki farklı dünya , iki farklı insan. Gün ; hayatını umarsız yaşayan deli dolu neşeli bir delikanlı , gece ise her daim umutsuz , düşünceli ve karanlık bir genç kız. İki farklı kutup olan gün ve gece adeta birbirinin zıttı , iki farklı hayat sürmekte. Yaşamlarında hiç bir renk , tat , tuz yoktur. Sürdükleri hayat , bir önceki günün tekrarıdır. Ve olası işleri yapmaktan ibarettir. Aslında her ikisinin de hasretini duyduğu şeyler vardır.