" Ne demişler Mimar Ahu Hanım sürüden ayrılanı kurt kaparmış ama burada kara bulutların hakimiyeti altında sürüden ayrılanı Çağan Ulusoy kapar . Dikkat ette ceylan gibi ürkek gökyüzü kadar mavi olan gözlerini kara bulutlar kaplamasın " Ne diyordu bu adam ve neden kimse yoktu . Neyin içindeydim ben böyle. Kulaklarım içeri giren rüzgar ve uğultuyla birlikte duyma yetisini kaybetmişti sanki. Ev başıma göçecekti . Kulaklarımdaki uğultunun kucağında sanki kaburgalarım ciğerime batıyor kanını oluk oluk içime akıtıyordu. Acısı damarlarımın duvarında yankıya dönüşüp kemiklerim sızlıyordu. Acıya rağmen gözlerim gözlerinden ayrılamıyordu . Kulağımı delip geçen bu uğultu çoktan yerini aşk melodisine bırakmıştı . Aşk bazen özgürlüğü arayan bedenlerin sancısıydı. Kalbin amansız çırpınışı...