Ortalama bir insanın ömrü 60-70 seneliktir. Bu ömrünse en güzel yılları gençlikte olur. Zamana dur diyemeyiz ama zamanın güzel geçmesini sağlayabiliriz.
Lise son sınıf öğrencisi olan Dicle aynı zamanda okullarının basketbol takımının asistanlığını yapmaktadır.
Kalabalık bir arkadaş grubuna sahip olan Dicle bu konuda oldukça şanslıdır.
Tek çocuk olmasına rağmen hayatının her anında yanında olan 8 kız kardeşe sahiptir.
Bununla birlikte liseye geçtiğinde Dicle'yi çok seven ve güvenen Vedat hoca onu basketbol takımının asistanı olarak seçer.
Böylece daha ilk senesi olmasına rağmen Dicle birçok kişi ile daha kaynaşır.
Bazen güler, bazen ağlar, bazen çaresiz kalır. Ama hiçbir zaman enerjisini kaybetmez.
Gençlik böyledir. Bazen canını yaksa da doğruyu yanlışı öğrendiğin, kanının en deli aktığı yaşlardır gençlik.
Zaman durmayacak, ama biz öyle çok güleceğiz ki; zamanın geçtiğini, bizi geride bıraktığını bile fark etmeyeceğiz.
"O zaman taş-kağıt-makas! Kaybeden diğerini hep mutlu edecek."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."