Aşk, hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş.
Aşk, insanı kendisinden başkasıyla yakmasıymış.
Aşk, kederden gülüş beklemekmiş.
Aşk, insanın karşısındakini sekmesinden çok, onun vereceği acıları sevebilme cesaretiymiş...
Hepsine yeterdi yüreğim. Hepsine vardı cesaretim. El olup gitmeseydin....
Sensizken o kadar boş ki içim. Ne zaman adını ansam yankı yapıyor. Böyle yaşanmaz diyorum. Ama böyle de yaşanıyor. Azala azala, tükene tükene, öle öle. Belki de senin için vakti gelince unutacağın bir şarkıydım. Kim bilir kimlerin adını silmek için beni bu şarkıya yazdın!
Tüm bunlara rağmen diyorum ki keşke sana tekrar âşık olabileceğim başka bir hayat olsaydı. Ben aşkı arıyordum sende. İhaneti buldum! Keşke bulduğum gibi değil, aradığım gibi kalsaydın.
Bir yalana kanıp sahte dünyaların yıldızlarına kapılmıştı. Ben de onun aşkına kanmıştım. Yalan değildi, ikimiz de çok acemiydik sadece. Ben ona kendimi vermiştim, o da bana bir serap. Bana bakarken ışıldayan gözleri ruhumu
Her yaşında Esma'nın gönül yarası olan Mehmet ve Esma'nın bir tatlı bir acı seyreden hikayesi. Mehmet, Esma'nın gönül yarası olarak mı kalacak yoksa kendi açtığı yaralara merhem mi olacak?