Canının yanacağını, parçalanacağını, hayatının mahvolacağını... biliyordu. Güvendi, aşık oldu ve yıkıldı. Bunlar onu umursamaz birine dönüştürdü. Acı çekmeye alışmıştı. Hiçbir alışkanlık bu kadar kötü olamazdı. Gülüşleri kadar güzel bir hayatı yoktu onun. İşte o... Gökçe Bulut. Travmalarının hastalığa dönüşmesi ile boşluğa düşen bir mazoşist. Ruhu öfkeyle ve nefretle bütünlenmiş bir adam. Kaybetmek ve acı çekmek onu başka birine dönüştürdü. Duygularından vazgeçti, hayatından vazgeçti, kendinden vazgeçti... O şiddetin ta kendisiydi. İşte o... Atakan Günay. İçindeki gürültüyü dışarıdaki çığlıklarla susturmaya çalışan bir sadist. Tutku, acı, korku, yorgunluk, aşk... En büyük acı da bu değil mi zaten? AŞK... Yalanlar, yüzleşmeler, ayrılıklar ve kırgınlıklar... Her hata affedilir mi? Bazı bağlar görünmezdir. İstesen de silemezsin. Şiddet, kavga, ölüm... Şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulur mu? Yoksa bulmaz mı dersin? İki zıt kutubun çekimi. İki psikolojik hastalık. İki Günah Keçisi... O halde başlayalım... !!! Kitabın çalınması durumunda idari işlemlerin yapılacağından emin olunuz!!! !!! Çalıntı veya başka kitaplardan esinlenmemiştir!!! !!!Telif hakkı bana aittir!!!
12 parts