Werther'in, Piskarev'in ya da Madam Bovary'nin intiharını oldu olası saçma bulurdu.
Bile isteye imkansız bir aşka tutulmayı, o aşkın peşinde sürüklenip durmayı en sonunda da baştan bildiği gerçeğin onun ölümü olması saçmaydı. Halbuki Werther daha gençti. Tekrar aşık olurdu, hem de bir kere değil çok kere daha olurdu.
Ya da dünya güzeli birinin fahişe olduğu gerçeğini kendine yediremeyen Piskarev'in hayal dünyasında onu tertemiz hale getirip bunun gerçek olabileceğine körü körüne inanması sonra da o güzelin kirli hayatını nasıl da sahiplendiğini görünce korkunç bir şekilde ölmesi saçmaydı. Dünya da başka kadın mı kalmamıştı sanki!
Hele Madam Bovary yok muydu... Aşkı kitaplardan bilen genç kızın hazin sonu.. Onu seven kocası varken sevgiyi hoyrat kalplerde arayan o genç kız.. Sonra da kendine o yaşanmışlıkları yediremeyip her şeyden kaçan Madam Bovary. Yalnızca kendini düşünüp nasıl da mutlu olacağını düşünebilirdi ki? En çok geride kalan o küçük kıza üzülmüştü Mavi.
***
Arkasından gelen ses ile o kadar korkmuştu ki Mavi, kendini atmak üzere olduğu binadan düşüp aşağı süzülürken buldu.
•
29.10.22 - 24.03.23
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.