"Uzay, kanlı yaraların zamanla kaybolduğu ıssız bir vahşi doğadır. Belki gökyüzündeki yıldızlar bu yaraları hatırlıyordur." Evladı gibi sevdiği askeri Johan Rask, o zalimin eline düşmüştü. O Verodia lordu kendisini Johan'la tehdit edecekti ama kendisinin tehdit için kullanabileceği hiçbir koz yoktu. Ilımlı davranmak dışında başka çaresi yoktu. Onu kurtarmalıydı ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Eğer Johan bir şekilde onların arasına sızarsa, bu kaçırılamaz bir fırsattı. O vahşiler ona zarar vermedikleri sürece istedikleri kadar onu misafir edebilirdi. Eğer onun kılına zarar gelirse savaş ilan etmekle tehdit edebilirdi. Yıllarca dikiş tutturabilmek için emek verdiği kendi ordusu uğruna Johan kendini feda etmeliydi zaten. Bir askerden de bu beklenirdi. Johan Verodia'ya gitmeli ve asıl düşmanla yüzleşmeliydi. Odaya girdiğinde onu gördü. Mavi zırhını giymiş, pencereden dışarı bakıyordu. Düz siyah saçlarında yer yer örülmüş belikler sırtından aşağı süzülmekteydi. "Eitagron..." Lord, yüzünü döndü. Buz tutmuş mavi göllere benzeyen bakışlarını Reinhold'a dikti. -Bu kitapta yaşananların tamamı hayal ürünüdür, gerçek kişi ve olaylarla hiçbir ilgisi yoktur.-