Yokluk ve yoksulluk içerisinde hayat sürmüş bir adamın, Tanrısal yolculuğunun hikayesi. Bir insanın kapasitesinin sınırlarını zorlaması; bir serfin bir burjuvaziye dönüşümü! Üst insanın yaratılmasıyla başladı her şey! Çakan şimşekler; yağan yağmurlar fısıldıyordu ölümü kulaktan kulağa, Mozart'ın Requiem'i eşliğinde... Üst insanın, alt insanla olan mücadelesi, belki de daha fazlası?! Yıkık dökük şehirden farksız bir 'iç dünya'ya sahip insanın, 'iç hezeyan'ları... " Yağmur; tüm şiddetiyle yağıyordu karanlığa bürünmüş şehrin üstüne… Yakalarını kaldırdığı kabanıyla kısmi görünen yüzü, birikmiş bir nefreti barındıran kumbara gibiydi. Yüzüne çarpan yağmur suları; içerisindeki karmaşık duyguların, en önemlisi heyecanının dışavurumu gibiydi. İstiklal caddesi görünmüştü... Duraksadı. Yapmalı mıydı? Bu, tehlikeli bir karardı. Zira birazdan cinayet işleyecekti. Arkasına baktı. Kolay mıydı? Arkasında bir hayat bırakmıştı. Umutlarla, hayallerle dolu bir hayat. Elifi bırakmıştı, canını bırakmıştı, psikolojik dengesini bırakmıştı... Ona bunu reva görenler, umarsızca hayatlarına devam edebiliyorken; o neden korkakça geri çekilecekti? "
12 parts