Dünya karmaşıklıklarla , ironilerle ve etiketlerle doludur. Dünya bir sınıf gibidir. Açıklamama izin verin; Her sınıfın bir inek öğrencisi vardır – çalışkan insanlar , iyi bir üniversiteden mezun olup iyi bir işe sahip insanlar- , en arka köşe sırada oturan anormal , kaçık diye adlandırılan dışlanan mazlum olan vardır – genelde toplum tarafından dışlanmış ama içlerinde kocaman bir cevher olan insanlar - , herkesin taptığı ve peşinden koştuğu sınıfın en güzel kızı/erkeği vardır – genelde dış görünüş ve sahte bir kişilikle ve dolandırıcılıkla adını duyurmuş çabuk parlayıp çabuk sönen sahte insanlar - , sınıfın şaklabanı vardır bir de – insanları mutlu etmenin asıl amacı olduğunu fark edip kendini insanlara adayan yardımsever insanlarımız olurlar kendileri - , ve en ender bulunan ve genelde çok şey yaşamış olan tip en sona kalıyor. Her zamanki gibi unutulmuş. Yaşananlarda pek bir iz bırakamamış , zamanın kumlarına ayak izlerini bırakamamış ve küçük bir kızın duvarındaki o çatlağa sıkışıp unutulmamak için çabalayan insanlar. Genelde sınıfta onu en önde ortada en arkada … Nerede bulursanız bulun o kişi ABD Başkanı bile seçilse onu tanıdığınızı asla hatırlayamayacağınız kişi. Sürekli kitap okuyan , kafasını yazı yazmaktan kaldıramayan , kulaklarındaki kulaklığı çıkaramayan ve o sınıfta çektiği acıları zorlukları saklarken kendini yiyip bitiren ağzını açamayanlar var … Evet bu ben oluyorum. Genelde göze battığımı söylerler. Sanırım beni ‘’öbürlerinden’’ ayıran yönümde bu. Onların herhangi bir ‘’dönüştüğü kişi’’ kalıbı yok elimde. Çünkü bunu yaşayıp öğreneceğim. Ve bunu öğrendiğimde her şey sona erecek. Hayatıma hoş geldiniz . Ya da şöylemi demeliydim?Hayatınıza hoş geldim.