Uzaktan Uzağa
  • Reads 1,088
  • Votes 114
  • Parts 13
  • Reads 1,088
  • Votes 114
  • Parts 13
Ongoing, First published Nov 10, 2022
İnsanlar ne hale girmişler? Daha doğrusu ne hale girdiğimizi görüyor musunuz? Eskiden hiçbir şey böyle değildi. 

Acaba düşünüyor musunuz eskiden nasıl olduğumuzu ya da şimdi nasıl olduğumuzu? Belki de aklınıza hiç gelmiyor bile. 

Şahsi fikrim söyleyeyim. Ben bu hayatın hızına yetişemiyorum. Zaman o kadar hızlı geçiyor, insanlar o kadar hızlı değişiyor ki.... Hızlarına yetişmek epey bir zorlaşıyor.

Öyle bir hâl almışız ki sevmek nedir, nasıl olur bunu bile unutmuşuz. Sevmek onlarca kişiyle flört etmek mi?

Ya da sevdiğini iki gün sonra bırakmak mı? İnsan gözleriyle sevemez mi, illa dokunarak mı sevmesi lazım? 

Bence sevmek ne demek Eymen'den öğrenmemiz lazım.

Peki hayatımızın nasıl güzellikleri olduğunun farkında mısınız? Bence değilsiniz. O kadar kötü bakılıyor ki bu hayata yine de bu yaşamdan vazgeçmiyoruz. Vazgeçemiyoruz.

Halbuki biz bu Dünya'da misafir değil miyiz? Öyleyiz 
bu kimsenin aklına gelmiyor. Biz bu Dünya'ya ait bile değilken, ahirete göre yaşamıyoruz. 

Bence bakış açımızı değiştirmek için bu hayatı bir de Dilay'dan öğrenmemiz, okumamız lazım. 

Sizleri Eymen ve Dilay'ın hayatına devam ediyorum :)
All Rights Reserved
Sign up to add Uzaktan Uzağa to your library and receive updates
or
#827şiir
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
40 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
BIÇAK SIRTI - BXB - GAY cover
Fındık Tarlası cover
İMDADIM cover
Sarmaşık [BxB]  cover
SARRAF cover
itiraz / bxb cover
MAZHAROĞULLARI cover
AİLE 2 PAPATYA (Düzenlenecektir) cover
GECENİN İZİ cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

67 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."