Hissediyorum bayım.Gökyüzü mezarlığı yıldızlara ağıt yakmış. Her gece denizde boğulmaya gelen iki ruha tanıdık geliyor.
Biten gecelerin sabahında bir gün gelecek ve gözlerini her açtıklarında hikayeler el değiştirecekti...
Her bir kişi yapbozun parçaları olacak, sahne sırasıyla oyuncularla dolacak. 1,2,3,4,5...derken ışıklar kapanacak, sahne bitecek ve kendi oyunlarının seyircileri olacaklardi.
Her sahneye çıkışlarında kâh ağlayacak kâh başarılarıyla gülecekler, kendilerine...
Çıkmazları deniz olacak sanırlardı. " Oysa denizlerde sükunete eriştiğini söylerlerdi acılarını nereye sığdıracaklarını bilmeyenler." demişti.
Bazı geceler yıllar sürerdi rivayetlere göre.
Sabahlar geç kalırdı ve hep geceler ağlardı acı çeken ruhların kâhrına.
Sonu olmayan kabusun içinde sürüklenen acıları vardı, gönüllerine sığmayan mutlulukları, ve cevabını bulmaya çalıştıkları soruları vardı, birde onlardan kalan mektuplar...
Dalgaların senfonisi kulaklarından hiç eksilmeyecek, pencerelerin ardından can çekişecekler, kendi senaryolarını sevdiklerine yazdıracaklar sonlarını oluşturmasını eşsiz bir tabloyu izler gibi izleyecek ve bundan acı bir keyif aldığını hissetmeyecekler.
Herkes kendi hikayesinin başrolü olacak dans edecek ve sahnede volta atarken aniden perde kapanacak oyun bitecek. O eşsiz tablo son bulacak ve ardlarında bir kişi kalacak.
Bir ruh gülümsüyor derinden.
Bir çehre ağlıyor en güçlü olanlar arasından.