Yeni bir gün, yeni bir başlangıç...Yeni bir ümit, yeni hayal kırıklıkları...Soğuk ve yağışlı bir sabah...Heyecanlı suskun ve cesaretliyim...Uzaklardan gelen, içimde biryerlerde gizlenmiş sadece sesini duyabildiğim bir yabancı karşımda...Yabancı değil artık bana ve duygularıma...Zaman akıp gidiyor...Duyulmaması gerekenler duyuluyor...Bazen sessizlik alıyor sözü, bazende bakışlar anlatıyor söylenemeyen kelimeleri...Neydi istenen? Yaşadığım hayat mıydı? Herşey söylenmiş miydi? derken zamanı geldi ayrılığın.Bir yabancıydım artık ben sevdiğim adamın-BABAMIN-beni bırakıp gitmesiyle. Babamın bana bir sözü vardı "Ne olursa olsun aileni canın pahasına koru ve yaptıkları hatanın bir aileyi yıkmasına izin verme." derdi hep.Ne dediğini anlamazdım ama onun bizi bırakıp gitmesiyle ne demek istediğini anladım; Kendinden bahsediyordu.Neden bırakıp gitmişti ki bizi? anlamıyordum.Ben....ben babamın gidişiyle büyük bir yıkım yaşamıştım.'Ben kim miyim?' Ben...küçüklüğünden beri ailesine düşkün, ne olursa olsun olaylara pozitif bakan, kardeşiyle çok iyi anlaşan, mutlu, arkadaşları tarafından sevilen ve onları canıdan çok seven, susmak bilmeyen iyi bir kızdım TÂKİ BABAM GİDENE KADAR! Babam gittikten sonra ne mi oldu?