39 parts Ongoing "Yaralı tavşan ne bırakır ki ardında kan izinden başka?" - Ahmet Oktay
Namı adından önce gelir Celal'in, Cellat derler ona.
Yıllardır babadan gördüğü, bildiği işi yapardı. Yaparken de raconuna göre yapardı.
Bir zamanlar hayatında önem verdiği bir kızı vardı. Gerisi vız gelir tırıs giderdi. O da şans eseri hayatına girmişti. Kollarına verdiklerinde daha minicikti Berşan. Koca koca adamları bir bakışıyla muma çeviren Celal kollarındaki minicik yavruyu o gün hiç susturamamıştı.
"Olmaz olaydı ya neyse..." derdi Celal. Kız çocuğu demek başa bela demekti. Yıllar geçti Celal daha da iyi anladı başına nasıl bir bela aldığını. Bilirdi ki onun âleminde kızını rahat bırakmazlar. İlk yıllar diken üstünde geçirdi hayatını sonra da çareyi kızını kendinden uzaklaştırmakta buldu.
Kapattı kızını bir kuleye, tıpkı masallardaki gibi... Aklınca kızını yıllarca bu şekilde korudu. Yanına ne kendi gitti ne de başkasının gitmesine müsaade etti. Bir bakıcı tuttu bir de muallim. "Yediği önünde yemediği arkasında daha ne ister bir evlat?" dedi kızını düşünmeden işine baktı.
Yıllar geçti. Berşan Aypare Bestenigar büyüdü. Güzelliği dillere destan olacak genç bir kız oldu. Dünyalar güzeliydi. Mutsuz bir prenses gibi yıllarca bir kulede yaşadı. Güzelliği başına bela olacağından habersiz bir gece kuleden kaçtı bu prenses... Bu yolda ona kim eşlik edecekti; hayatının aşkı olacak bir prens mi yoksa babasının baş düşmanı bir cadı mı? Dahası babasının tuttuğu bir avcıyla mı tanışacaktı düşünmedi bile.
On sekiz yaşına kadar tıpkı masallardaki gibiydi hayatı.
Prenseslerin olduğu masallar illa mutlu sonla biterdi.
Peki, Cellatın Kızı'nın masalı nasıl bitecekti?
!!! Tiktok Cellat ile alakası yok.!!!!
UYARI: Hikaye içerisinde argo ve erotik sahne bulunacaktır. Rahatsız olacaklar okumasın. +16