Bakışlarımı ondan ayırıp tekrar gökyüzüne baktığımda onun da benimle birlikte gökyüzüne baktığını gördüm. Bir adım önümdeydi.
"Neden her fırsatta gökyüzüne bakıyorsun?"
Barın'ın sorduğu soruya bir süre cevap vermedim, o da sessiz kalmaya devam etti. Bakışlarım onu buldu, sonra tekrar gökyüzüne baktım.
"Gökyüzü kaybolmaz." dedim hissettiğim acıyla.
Bakışlarını bana çevirdiğinde ona bakmadım.
"İnsanlar, nesneler, tüm her şey kaybolur ama o kaybolmaz." dedim tekrar.
"Benim her şeyim gökyüzünde." diye ekledim titreyen sesimi düzeltmeye çalışarak. Bir süre cevap vermedi.
"Benim tüm mucizelerim gökyüzünde saklı."
Bakışlarım onu bulduğunda bir süre gözlerime baktı ve bu defa derin bir nefes alarak o bakışlarını gökyüzüne çevirdi.
"Yanılıyorsun Aylina. Bir gün öleceğiz ve artık o da olmayacak."
Başını bana çevirdi ve gözlerime bakarak konuştu.
"Yani, gökyüzü kaybolmaz evet; çünkü gökyüzü de ölür."
Göz kapaklarımın titrediğini hissettim söylediği şeyle.
"Biz öldüğümüzde o da ölür."
Acımasızca devam etti.
"Ben gökyüzünün göz kapaklarımız olduğuna inanırım. Gözlerimiz ne zaman sonsuza dek kapanırsa, işte o zaman gökyüzü bizim için ölmüş olur. Yani gökyüzü de ölür."
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.