İnanılmaz bir ağrı , çığlıklarım kulağımı ve boğazımı yırtıyordu. Ya silah ile ateş etti ya da bedenimi delip geçecek olan her hangi bir şey. Bir anda üstüme oturdu ve sırtıma elini bastırmaya başladı. ''Yardım yardım edin lütfen!. İmdat! ''. Sesim yankılanınca çevrenin ne kadar anormal boş olduğunu fark etmiştim. Bana doğru eğilip telefonumu gösterdiğinde artık kan kaybından olsa gerek tepkisiz bir şekilde duruyordum ve sesleri yankılanıyordu. Parmaklarım , vücudum , başım beynimin içinde yön vermeye çalışıyordu ama koca bir hiçlik. Hiç kimse yoktu. Ölüm bile terk etmişti orayı. Beynimin o an istediği minik değil büyük bir mucizeydi.