''Nasılsın?'' dedi boğuk sesiyle.
Yutkundum. ''İyiyim.'' Onu birazda olsa bu yalana inandırmak istemiştim. İyi olduğumu beni yıkamadığını görsün istemiştim. Ağlamak üzereydim.
''Bana yalan söyleme. İyi olmadığını en iyi ben bilirim. Seni gördüğüm ilk anda da ağlamaklıydın şimdiki gibi. O gün seni tanımıyordum, elimden hiçbir şey gelmedi. Şuan tam yanımdasın ama sana sarılamıyorum. Bu çölde suya muhtaç olduğunda su bulup içememek gibi birşey. Anla, ben sana böyle muhtacım. O kadar karıştın ki benliğime, kendimle ilgili sevdiğim tek şey sensin. Eğer senden nefret edersem, dünyada sevebileceğim kimse kalmaz. Seni ne kadar özlediğim hakkında hiç bir fikrin yok Hazal.''