"Eskiden bana yalan söylemezdin. Yapma dediğim şeyi yapmazdın." dedim ağlayarak. Umut direksiyonu tuttuğu ellerini gevşetti. Ve gözlerini bana çevirdi. "Değişti işte her şey, eskisi gibi olamıyor." "Ben hâlâ aynı benim. Yalan söylemedim, söylemek isteseydim sana bunu açmazdım bile. İstemiyorsan bitir gitsin. Altı yıl senin hasretinle yaşayabildiysem emin ol ömür boyu da yaşarım. Ama sakın sevgimden şüphe etme, en son yapacağın şey bile olmasın." dedi sert sesiyle. Çok mu kırılmıştı bana? Bende ona kırgınım onu ne yapacağız peki? "Sakın." "Söyledin!" dedim hemen itiraz ederek. İlk kez de olsa bana yalan söylemişti. Gözlerimi silerek devam ettim. "Hastanede olduğunu söyleyip, Melis'in sana aşkını itiraf ettiği zamanı hatırlamıyor musun?" Sabır diler gibi bir nefes verdi Umut. Bakışlarını dışarıya çevirdiğinde kırmamak için cümleleri seçtiğini farketmiştim. Fakat kırgınlığı sesine ve sözlerine yansımıştı yine de. "Konuşup kapatmadık mı biz bu konuyu? İlk ve sondu zaten çok pişman oldum söylemedim diye ama haklısın. Ben seni üzüyorum ve bu döngü hep böyle devam edecek. Biz yine tartışacağız ve sen bunu yine yüzüme vuracaksın. Sonra yine ve sonra yine. " Gözlerini bana sabitlediğinde sözleri canımı fazlasıyla yakmıştı. "Yüzüğü çıkartıp çıkartmayacağımı sordun değil mi? Bende saçmalamaman gerektiğini söyledim. Teşekkür ederim yüzüğü çıkartmamı düşündürdüğün için. Nasıl istersen öyle yap, ister ayrıl ister git, seni durdurmayacağım."
10 parts