"Bir kez diz çöktüğünde yaşamak en acılı intihardır."
Kanlı tahtlar, yanan saraylar, kirli entrikalar ve sökülmüş kalpler...
Prenses Ria küçük bir çocukken gönderildiği sürgünden geri döndüğünde onu bir vatanın karşılayacağını sanmıştı ama yanılmıştı. Ülkesi isyanlarla, güç savaşlarıyla çalkalanıyor kaosla dolup taşıyordu ve kaos onun doğduğu yerden -başkentin kalbinden- yayılıyor, nehirleri zehirliyor, ekinleri kurutuyor ve başka savaşları fitilleyecek bir savaşın kıvılcımlarını tutuşturuyordu.
Ria ormanlarda kaybettiği ruhu ve çöllerde unuttuğu kalbinin yokluğunda yalnızca aklına güvenebilirdi ve aklı onu umarsızca düşmanına itiyor, taç uğruna onurunu hiçe sayabileceğini söylüyordu ama düşmanı onun duyularına değil duygularına hitap ediyordu:
"Onların ihaneti seni hain yaparken gerçekten taç için savaşmayacak mısın?"
Ensesine ayazdan bir nefes üflüyor ve sarhoş edici vaatler fısıldıyordu:
"Bir ordu prenses, buzdan dövülmüş dağları eritebilecek ve alev akan nehirleri dondurabilecek bir ordu. Emin olun bu orduyla tahta geçmekte hiç zorlanmazsınız, tek yapmanız gereken teklifimi kabul etmek."
Yol ayrımındaydı, aklı sis bağlarken ne hislerine güvenebilir ne de sesi sırlarla dolu bu adama inanabilirdi ama tüm düşünceleri üç harfli bir tehditle bulanıklaşırken kulaklarında çınlayan tek bir kelime vardı:
İNTİKAM.
"Şu yükselen dumanları görüyor musunuz? Onlar yozlaşmış bir devrin ölmüş ruhlarıdır. Benim adım Osiria Myosotis Daren, bu ismi unutmayın zira bugünün şafağı benim için söküyor!"
Yazdığım bölümleri içime sinene kadar paylaşmıyorum, bu yüzden istikrarlı olarak bölüm gelmiyor.
05/12/2022
Savaşçı #2 25.03.23
Saltanat #1 05.06.23
Spotify Listeleri
Darena Ambiyansı: https://open.spotify.com/playlist/5r4DuzcruMUVP3L1OcDglg?si=f9dce2351a504f54
Fjorn Ambiyansı: https://open.spotify.co
On dokuz yaşında, hayatı yalanlarla süslü, güzel, zeki ve cesur bir genç kız.
Ettiği intikam yemininin esiri, etrafına korku salan, güçlü ve sevgisiz bir adam.
Birbirinden tamamen farklı bu iki insanın yolu bir intikam planı sonucu kesişiyor. Yanlış anlamalar, düşmanlıklar, karşılıklı yalanlar ve her şeyin ortasında birbirine tutunan iki düşman...
Hayatta sevdiğiniz herkes size yalan söylemişse ve düşmanınızdan başka doğruları söyleyen kimse yoksa ne yapardınız? Elizabeth Anna Barnes için de durum böyleydi. Onun artık bir ailesi yoktu ve kaderi, ailesini yok edip onu esir alan adamın ellerindeydi.
Jamie MacDougal, korkusuz İskoç lordu ve düşmanlarının andığı ismiyle Kara MacDougal... Yıllardır tek istediği İngiliz düşmanından intikamını almaktı ve bunun için kader, hiç beklemediği bir anda karşısına fırsat çıkardı. Planlarını uygulamak için Elizabeth'e ihtiyacı vardı ve bu kızla uğraşmak ordulara diz çöktüren adam için hiç kolay olmayacaktı.
1315 yılının Britanya'sında bir İngiliz leydi ile ona düşman bir İskoç savaşçının hikâyesi...