"Gönül hemşire, acilen yetişin!" Serumu ancak hastaya takabilen genç kadın koşarak soluğu kendisini çağıran hemşirenin yanında aldı. Sedyede bir asker yatıyordu. Acılı halde, boylu boyunca, kan revan içinde. Derhal odasına alıp muayeneye başladığında eteğinden tutan askere dönüp baktı. Adam kendisinde olmayarak yapmıştı bunu. O yüzden aldırış etmeyerek acilen kan kaybını durdurmaya çabaladı. Duaları tanımadığı yabancıylaydı. "Tahmin ediyorum, galiba bir askersin." "Bu üniformayla aşçı olacak halim yok değil mi?" "Ne bileyim onu mu düşünüyorum sanki!" "Bundan sonra düşüneceğin kesin Gönül Hanım." "O kadar da emin olmayın, teğmen." "Tekrar görüşeceğimizi biliyorum." "Allah'ım esirgesin, teğmen." "Ben de senden hoşlandım, Gönül Hanım. Bir gün karşılaşırız. O gün bambaşka tanışırız." "Sizinle tanışmaya lüzum duymadığım apaçık değil mi? Kendinize dikkat edin ve hemşireleri meşgul etmeyin." diyen genç kadının elini şapkası başında eğilerek öptü. Ardından ona göz kırparak arkasını döndüğü gibi ağır postallarıyla oradan ayrıldı. Akın ve Gönül'ün yangın ortasındaki aşkını okuyunca kendinizden geçeceksiniz!
11 parts