O gece kuzenimde idim.Biraz hasta olduğum için kalabalığa pek gitmedim. Odada sevdiğim bir arkadaşımla konuşuyordum . Ama dışarıdan çok garip sesler geliyordu. Rüzgardır diyordum geçiyordum. Az zaman geçti ve ses daha da şiddetlendi. Gerçekten korkmaya başladım. Ardından son hızla oturma odasına geçtim. Yüzümdeki endişe belli olmuştu ki bana neyim olduğunu sordular. Hastayım dedim ve geçiştirdim. Saat baya geç olmuştu ve herkes dağılmaya başladı. Bende gitmek için hazırlanmaya kalkacağım sırada yeğenim kalmamı çok istedi, onu da kırmak istemiyordum. O gelen sesleri söyleyemezdim, çünkü inanmazlardı. Aslında baya paranoyak bir insanım. Belkide o sesler yoktu, belkide halüsinasyondu , bilmiyorum. Tek bildiğim şey, okuduğum kitaplar, izlediğim filmler ve gördüğüm kabuslar. Eskiden etkilemezlerdi beni fakat son bu üç aydır ne olduğunu bende anlayamaıyorum. Her gece aynı rüyayı görüyordum, ama kimseye söylemiyordum. Acaba hata mı ediyordum.
Yıllar önce başlayan bir ayrılık hikayesi.
Daha doğduğu gün ölüm emri verilen bir kız.
Sırlarla dolu bir hayat.
Nefret duyulan bir beden ve sevgiye muhtaç bir kalp.
Yıllardır dedeleri tarafından kadınlara karşı bir nefretle büyüyen dört abi ve bir kardeş .
Kız çocuklarını bir utanç kaynağı olarak gören bir baba.
Yıllardır öldüğünü bildiği kızı için içi yanan bir anne.
Ve ailenin değerini bilen masum bir kız.
Peki sizce bu sekiz kişi onca engele rağmen aile ola bilecek mi?
"Aşiretmiş " sırf kız çocuğu olarak doğduğu için bilinmeyen biri tarafından ölüm emri verilen lakin ağasının emrine rağmen bir masuma kıyamayan bir kahya ile başlayan bir gerçek ailem kurgusudur.