Acı neydi ?
Sadece vücuduna aldığın bir hasarın bıraktığı etki miydi?
Peki ya ruhun çektikleri, onlar 'Acı' tabirine uymaz mıydı?
Sadece fiziksel miydi acı?
Hayır, değildi...
Fiziksel acı geçerdi.
Ama ruhsal acı, ruhsal acı geçmezdi, geçti sanardınız ancak o kendini ruhunuza kazırdı.
Üstü kabuk bağlamazdı. fiziksel acının aksine, o hep kanardı fakat kimse görmezdi o kanı...
Bazen kendimiz bile görmezdik.
Kendimize bile kördük, biz acınası varlıklar.
Ancak o yaraya tuz basıldığında, her şey ortaya çıkardı.
Acı tazelenirdi o zaman anlardınız, yaranızın geçmeyeceğini, sürekli kanayacağını ama son ana dek anlamazdınız, anlayamazdınız o yaranın kan kaybından sizi öldüreceğini...
∆
"Neden ! neden yapıyorsun bunu ? Neden yarama tuz basıyorsun ?!"
Gözyaşlarım yine ihanet etmişti bana, yine dinlemiyorlardı beni, yine akıyorlardı...
"Tuz basılan yara daha çabuk iyileşir"
Bir duygu aradım gözlerinde.
Fakat bırakın duyguyu, kırıntısını bile göremedim.
Bu kadar mı acımasızdı ?
Bu kadar mı gaddardı ?
İnsanlar neden böyleydi ?
Hepsi mi böyleydi?
Gözyaşlarıma, titreyen sesim eşlik etmeye başladığında bende konuşmaya başladım.
"ama tuz basılan yara daha çok can yakar..."