"Uraz, daha fazla uzatma bu işi! Senin bu kızla hisseleri almak için evlenmeni istedim ve sende kabul ettin. Haftalardır karşıma geçmiş evcilik oynuyorsun!"
"Baba, Behçet babamla konuşup ortak olmayı niye denemiyorsun?"
"Behçet ortak olma taraftarı değil olacak olsa zaten evlendirmezdim seni! O yüzden karını ikna et, al o hisseleri! Yoksa ben daha güzel(!) bir yolunu bulurum, biliyorsun!"
Doğru mu duymuştum ben?! Uraz gerçekten şirket hisseleri için mi evlenmişti benimle!?
Haftalardır bana atılan onca mesaj gerçek miydi yani?! Uraz'a güvendiğim için göz ardı ettiğim, umursamadığım o mesajlar gerçek miydi?!
Kalbime giren ağrıyla nefesim kesilirken bir anlık gözümün kararmasıyla elimdeki tepsi yerle buluşmuş, bardaklar paramparça olmuştu.
Çalışma odasının kapısının hızla açılmasıyla korku dolu bir ifadeyle bana bakan Uraz ile karşı karşıya kalmıştım.
"Zümra!?"
Şu an bana söyleyeceği en saçma gerekçeye bile inanabilirdim. Öyle yoğundu içimde ona olan sevgi. Kendi kulaklarımla duymuş olmama rağmen söyleyeceği tek kelimeyle ona inanabilirdim. Hayal kırıklığımı, öfkemi, gururumu bir kenara koyar yine ona güvenirdim, güvenmek de istiyordum. Tek kelime de olsa bir şey söylesin aksini iddia etsin istiyordum ama hiçbir şey söylemiyordu.
Konuşmuyordu, konuşmayacaktı... Hiçbir zaman aksini iddia edemeyecekti..
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."